Niulang, yoksul ancak mutlu bir delikanlıymış, ona eşlik eden yalnızca yaşlı bir boğaymış. Her gün tarlada çalışan Nilang, eve dönünce bir de yemek pişirmek ve çamaşırları yıkamak zorunda kalırmış.
Bir gün Niulang eve döndüğünde evinin tertemiz olduğunu, çamaşırlarının yıkandığını ve sofrada sımsıcak, mis gibi kokan yemeklerin bulunduğunu görünce çok şaşırmış ve kendi kendine “Peri mi geldi?” diye düşünmüş.
Bundan sonraki birkaç gün de hep böyle olmuş. Nilang olup biteni anlamak için bir gün sabah evden çıktıktan sonra uzak olmayan bir yere saklanmış ve evi gözlemiş.
Çok geçmeden güzel bir kız görünmüş. Kız Niulang'ın evine girip hemen ev işlerine başlamış. Niulang, kendisini tutamayarak eve gitmiş ve kıza, “Neden ev işlerime yardım ediyorsun” diye sormuş.
Bunu duyan kız çok şaşırmış ve yüzü kızararak, “Adım Zhinü, çok çalışarak sana yardım etmek istedim” demiş. Bu sözlere çok sevinen Niulang cesaretle “O zaman benimle evlen, birlikte çalışıp yaşayalım” diye evlilik teklifinde bulunmuş. Zhinü, bu teklifi kabul etmiş. Bundan sonra Niulang, her gün tarlada çalışırken, Zhinü de evde kumaş dokuyup ev işlerini yapmış.
Birkaç yıl sonra Niulang ve Zhinü biri oğlan, biri kız iki çocuğa sahip olmuşlar ve çok mutlu bir yaşam sürdürmüşler.
Bir gün, gökyüzü birden bire kara bulutlarla kaplanıp, rüzgar da savrulmaya başlayınca, gökten iki general Niulang'ın evine gelmiş ve Zhinü'nün Gök Tanrısı'nın torunlarından biri olduğunu, birkaç yıl önce evden kaçtığını, Gök Tanrısı'nın onu aramakta olduğunu söyleyip, Zhinü'yü zorla göğe götürmüşler.
Göz göre göre karısının götürülüşünü izleyen Niulang, çok üzülmüş ve göğe çıkıp karısını yeniden eve getireceğine yemin etmiş.
Ayrılık içinde kıvranan Niulang'ı gören yaşlı boğa Niulang'a şöyle seslenmiş:“Beni öldürürsün, derimle göğe çıkıp Zhinü'yü bulursun.” Bunu yapmayı hiç istemeyen Niulang, başka çare bulunmamasından dolayı, gözyaşlarını tutup boğanın dediğini yapmış.
Niulang, boğanın derisinin üstünde uçarak, iki çocuğuyla gök ülkesine ulaşmış. Ancak Gök Tanrısı, Niulang ile Zhinü'nün görüşmesine bir türlü izin vermiyormuş.
Niulang ve çocuklarının yalvarıp yakarmasına dayanamayan Gök Tanrısı nihayet izin vermiş. Tutuklu bulunan Zhinü kocası ve çocukları yanına getirildiğinde çok sevinmiş, kocasına ve çocuklarına sıkı sıkı sarılarak, özlem gidermeye çalışmış. Ancak zaman çabuk geçmiş, Zhinü yeniden götürülmüş. Zhinü'yü bırakmak istemeyen Niulang ve çocukları peşinden koşmuşlar ve Zhinü'ye yetişmeye çalışmışlar. Tam yetişecekken, Gök Tanrıçası saçından altın bir toka çıkartarak, aralarında genişçe bir samanyolu çizmiş. Ondan sonra Niulang ve Zhinü samanyolunun iki yanında durup birbirine bakmakla yetinmişler. Gök Tanrısı yalnızca Ay Takvimi'nin 7. ayının 7. gününde Niulang ve Zhinü'nün bir araya gelmesine izin verirmiş. O gün on binlerce kuş samanyolu üzerine bir köprü kurar, Niulang ve Zhinü de böylece yılda bir defa birbirine kavuşurlarmış.