Türkçe

Çin çayı yapımı UNESCO listesine girdi

CMGPublished: 2022-12-12 17:45:10
Share
Share this with Close
Messenger Pinterest LinkedIn

Aslında çayın güzel olup olmaması, insanlara göre değişiyor.

Kırsal kesimdeki veya kentteki sıradan insanlar, çayı sıradan bir mal olarak görüp bin yıldan fazla süredir içiyor. İnsanı uyanık kılma ve vücudundaki yağı giderme işlevleri dışında çay, insanın tek başında oturduğu, sohbet ettiği, geziye çıktığı zaman ona eşlik eden biridir. Onun özelliği hakkında bir cevap vermez, sadece yaşamında ayrılmaz bir ortak gibi hisseder. İşte bu, bir çeşit Cha Dao’dur.

1950’li yıllardan önce, Çin’in başkenti Beijing’deki sıradan aileler için çay dükkanlarından belli miktarda ünlü markalı çayı almak zordu. Bu nedenle dükkanlarda genellikle küçük porsiyonlu paketler sunulur, dakikada 3 gramlık 10 çay paketi hazırlanırdı. Bu paketler yine çok güzel olur, çünkü Beijingliler malın dış görünüşüne büyük önem verirdi.

Çay ile manzara, çay ile gezi, çay ile felsefe düşüncesi, güzel bir tablo oluşturur. Ünlü çayın menşei yeri mutlaka güzel manzaralara sahip olur. Örneğin Batı Gölü Longjing Çayı, Çin’in en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilen Hangzhou kentinin turistik mekanı içinde yetişiyor. Bugünlerde çay kültürüyle kaynaşan çayla ilgili gezi programları çok sayıda insanın dikkatini çekiyor. Çay tarlasına girmek, çay toplamaya katılmak, çay işleme prosedürünü izlemek, çayın tadına bakmak, ardından almak, ayrıca manzaraları izlemek, tüketicileri sevindiren bir tüketim tarzı sunuyor.

Bugün Çin genelinde sayısız çayhane bulunuyor. Bazı yerlerin tüketim seviyesi barlar ve restoranlardan çok daha pahalı, ancak insanları kendilerine çekiyor. Belki bu, Cha Dao’nun cazibesidir. Çayhaneye giden insanlar, daha çok temas, sohbet ve fikir değişiminde bulunur. Bununla kıyaslandığında bara gidenler daha çok içkilere özen gösterir, onlar için içkinin markası önemlidir, sarhoş oluncaya kadar içmeye çalışılır. Bir Çinli yazarın içkinin romantik ve çayın ise klasik olduğu ifadesi, çoğu insanın görüşünü temsil ediyor.

Genel olarak, tüketim düzeyi, eğitim seviyesi ve zevk psikolojisi farklı olan insanların çay seremonisi hakkında da değişik fikirleri olur.

Çay ile Budizm

Budizm M.Ö. 6. ile 5. yıllar arasında Nepal’de kurulduktan sonra Batı Bölgeleri üzerinden Çin’e tanıtıldı. Ancak Budizm’in yayılması Doğu Han Hanedanı’nın(25-220) ilk yıllarında oldu. Sui (581-618) ve Tang, özellikle Tang Hanedanı’nın şahlanış dönemine gelince Budizm ve tapınak ekonomisi büyük ilerleme kaydetti. Çin tarihinde çok yaygın bir söylenti var; Çay, Tang Hanedanlığı’nda moda haline gelmiş, Song Hanedanlığı’nda popüler olmuştur.

Tang Hanedanlığı döneminde çay, Budizm özellikle Zen ekolünün gelişmesi temelinde moda oldu. Tai Dağı’ndaki Linyan Tapınağı Zen ekolünün mekanıydı. Buradaki rahipler gece gündüz klasikleri öğreniyor, ancak öğleden sonra yemek yasağı olduğu için sadece çay içilebiliyordu. Zamanla sıradan insanlar da bu uygulamayı taklit edip çay içmeye başlamış ve ortaya yeni bir moda çıkmış.

Zen, insanın içini düzeltmesi veya sakin şekilde düşünmesi anlamındadır. Gözleri kapatarak sakince düşünmek, insanı kolayca uykulu kılar, bu nedenle Zen uygulamasında çayın içilmesine izin verilir. Çin’in kuzeyinde Zen ekolünün canlanmasıyla kuzey kesiminde çay içme popüler olmuş, bu durum Çin’in güney kesimindeki çay üretimini ve tüm ülkedeki çay sektörünün gelişmesini teşvik etmiş.

Yukarıdaki açıklama, çayın sadece Tang’ın Kaiyuan (713-741) döneminde ancak Budizm’le ilişkili olduğu anlamında değildir. Aslında daha önceki hanedanlarda çay, rahiplerin kendilerini geliştirme çalışmasında sıkça kullandıkları içecek olmuştu. Bu gerçek, Çay Dahisi Lu Yu’nun yazdığı Çay Klasiği gibi kitaplarda geçer.

Çaya Budizm’in her ekolünün büyük önem vermesinden dolayı her büyük tapınak içinde değerli konuğun ağırlanması için çay odası kurulmuş, bazı aletler bile çayla isimlendirilmiş. Normalde iki davula sahip olan bir tapınağın kuzeybatı köşesindeki davula Çay Davulu denmiş.

Çayın memleketi Çin’dir, dünyanın diğer yerlerindeki çay yetiştirme ve işleme teknikleri ve içme uygulamaları, dolaysız veya dolaylı şekilde Çin’den kaynaklanıyor, bu süreçte Budizm’in büyük etkisi olmuştur.

Çayın Budizm’le bu kadar yakın ilişkisi olduğu için, Tang Hanedanı’nın orta döneminden sonra Çin’in güneyindeki tapınaklarda yaygın şekilde çay yetiştirilir, her rahip çay içerdi. Geride çayla ilgili sayısız tarihi kayıtlar bırakıldı. Bir kayıtlara göre, Tang Hanedanı döneminde tapınaklarda yıl boyunca, güneş doğuşundan gece yarısına kadar çay içilirdi. Zamanla restoranda, serin yerde dinlenirken, şiir yazarken ve satranç oynarken Çinliler, artık çaydan vazgeçemez hale gelmiştir.

Budist tapınaklar, çayı üreten, araştırma yapan ve tanıtım yapan bir merkez olmuştur. Tabii, belli miktarda arazi sahibi olan her tapınakta yüksek rütbeli rahiplerin üretim faaliyetlerine katılma şartı olmadığı için, çayı toplama, demleme ve şiir yazarak tanıtım yapma zamanı olur. Bu nedenle Çin tarihinde “Ünlü çay türü, ünlü tapınaktan gelir” söylentisi var. Örneğin, Huangshan Maofeng, Huangshan dağındaki 3 tapınağın bulunduğu bölgede yetişiyor.

Çay o kadar önemli ki, Çin’in birçok bölgesindeki insanlar, tarihten beri çay içmeye “çay yeme” derler.

Çayın türleri

Çayın en popüler türü Yeşil Çay’dır.

Toplanan Yeşil Çay yaprakları yüksek sıcaklıkla oksidaz giderme işleminden geçer, bunun yanı sıra yaprakların yeşil rengi korunur. Ardından yuvarlandırma ve kurutma işlemlerinden sonra yeşil çay olur. Oksidaz buharda giderme işlemiyle elde edilen çay, en eski çay türü. Ocakta giderme yönetimiyle elde edilen çay ise, en fazla üretime sahip ve en yaygın bir Yeşil Çay türüdür.

Kırmızı Çay’ın ham maddeleri yeşil çayınkiyle aynı, ancak yüksek sıcaklıkta oksidaz giderme işlemine başvurulmaz. Bunun yerine normal sıcaklıkta bekletme, yuvarlandırma ve mayalandırma aşamalarından sonra yapraklar kırmızı olur, ardından ateşte kurutma işlemi yapılır ve Kırmızı Çay elde edilir. Fujian eyaletindeki bir çeşit Kırmızı Çay’ın kurutma aşamasında çam ağacı yakıldığı için çay çam kokusu alır. Bu çay türü, bugün Çin genelinde rağbet görüyor.

Wulong Çayı, yarı mayalandırılmış bir çay türü. Bu çayın yaprakları demlendikten sonra üzerinde kırmızı ve yeşil rengi var, normalde yaprağın ortası yeşil, kenarı kırmızı olur. Wulong’un doğal çiçek kokusu olduğu için Hong Kong, Makao ve Güneydoğu Asya’daki çay hayranlarının beğenisini kazanmıştır. En ünlü Wulong Çayı, Fujian eyaletinin Chong’an ve Anxi kentlerinde ve Taiwan bölgesinde bulunur.

首页上一页123全文 3 下一页

Share this story on

Messenger Pinterest LinkedIn