Yunus Emre Enstitüsü Çin-Türkiye arasında yeni bir köprü kuruyor
CMG: Beijing Yunus Emre Enstitüsü’nde Çin-Türkiye diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 50. yıldönümü kapsamında hangi etkinlik, eğitim ve programları yapmayı planlıyorsunuz var. Ayrıca Enstitünün gelecek 5 yıl ki hedefleri arasında ön plana çıkanlar nelerdir?
Tayfun Kalkan: Evet, Yunus Emre Enstitüsü, Beijing’de 20 Mayıs 2021 akşamı bir resmi açılış programıyla faaliyetlerine başlamış oldu. Bu aynı zamanda Çin ve Türkiye arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 50. yıldönümüne denk gelmekteydi. Biz bu çerçevede öncelikle online Türkçe kurslarını başlattık. Çünkü Covid-19 salgınıyla mücadele önlemleri sebebiyle Türkiye’den şu anda hoca getirmemiz mümkün olmadığından yüz yüze kurslara başlayamıyoruz. 50. yıldönümü şerefine açılış programımıza özel bir konser dizayn ettik.
“Dostumun Sesi” adlı bu konser Türkçe - Çince eserlerden oluşan bir opera dinletisiydi. Bu konserin tekrarı olacak Guangzhou’da ve nasip olursa önümüzdeki ayın sonunda Guangzhou‘da 50. yıldönümünü atfen Yunus Emre Enstitüsü’nün desteğiyle bir Türkiye ormanı oluşturulacak. Ayrıca bir çok tanıtım faaliyetine imza atıyoruz 50. yılımızla ilişkili olarak. Grupları ağırlıyoruz kültür merkezimizde, Türkiye ile ilgili sunumlar yapıyoruz onlara ikramlarda bulunuyoruz.
Shanghai’da bir Türk film haftası düzenledik Eylül ayında bu kapsamda. Söz konusu film haftasının başka şehirlerde ve noktalarda, eyaletlerde gösterimi yönünde de uygun teklifler alıyoruz. Takvimimizi yetiştirebilirsek işbirlikleri halinde yıl sonuna kadar bu film haftasını birkaç adreste daha tekrar edeceğiz. Guangzhou kütüphanesine Türkiye Kitaplığı bağışlıyoruz. Aralık ayı başında olacak bu bağış töreni. Ve bunu bir Türkiye Kültür Günleri formatıyla yapacağız, bir hafta, on gün sürecek çeşitli faaliyetlerden oluşacak, konferanslardan oluşacak. Bu kitaplık bağışını kültür günleri formatıyla gerçekleştireceğiz.Bunları Guangzhou Başkonsolosluğumuzla birlikte gerçekleştireceğiz. İki ülke arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 50. yıldönümü kapsamındaki faaliyetlerimizi kısaca böyle özetleyebilirim.
Gelecek 5 yıldaki hedeflerimiz; Yunus Emre Enstitüsü’nün Beijing’de ve Çin’de oldukça görünür ve bilinir bir adres haline gelmesini hedefliyoruz. En başta bunu planlıyoruz. Tabi bunlar Türkçe kursları ve yapacağımız Türkiye’yi tanıtıcı kültürel faaliyetlerle gerçekleştirilecek. Aynı zamanda kültür merkezimizin Çinli ve Türk aydınlar, entellektüeller ve araştırmacılar arasında bir buluşma noktası olmasını istiyoruz. Buradan özellikle iki ülkeyi ilgilendiren ortak kültürel konularda ve dille ilgili konularda ortak projelere imza atılmasını istiyoruz. Buna bir platform oluşturmak istiyoruz. Tabii ki en büyük hayalimiz mevzuatlar imkan verdiği ölçüde Shanghai ve diğer şehirlerde irtibat ofislerimizin veya şubelerimizin teşkil edilmesidir. Bundan son derece mutluluk duyarız, bunun da arayış içinde olacağız.
CMG: Yunus Emre Enstitüsü Beijing’de ve Çin genelinde etkinliklerine devam ediyor. Enstitünün etkinliklerine katılan Çinli dostların Türk kültürüne olan ilgisi yüksek, ayrıca çoğu kişi ilk kez Türk kültürünü birinci elden tanıma fırsatı buluyor. Çinlilerin Yunus Emre Enstitüsü‘ndeki izlenimleri ve değerlendirmeleri nelerdir ve nasıl buluyorsunuz? En çok ilgi gösterdikleri etkinlikler neler oldu?
Tayfun Kalkan: Yunus Emre Enstitüsü çok kısa bir süre önce açıldı, ama gelen çok sayıda Çinli konuklarımız var. Hem merkezimizi ziyarete gelen hem de çeşitli konuları sorup öğrenmek için gelenler var. Örneğin Türkçe kurslarını öğrenmek istiyorlar veya Türkiye sanatı, tarihi, kültürü ile ilgili bilgi almak için bizlerle görüşmek istiyorlar. Bu şekilde gelen tüm Çinli konuklarımız bizi çok mutlu ediyor. Çünkü hepsinde büyük bir hayranlığın izlerini görüyoruz gözlerinde. Merkezimizin açılmış olmasından dolayı çok mutlular. Böyle bir yer açıldığı için kendilerini çok mutlu hissediyorlar. Biz de merkezimizde kendilerini rahat hissetmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Kahvemizi, çayımızı ikram ediyoruz ve çok güzel sohbetler ediyoruz. Aynı zamanda güzel projeler konuşuyoruz konuklarımızla.