Türkçe

Çin medeniyeti binlerce yıldır kesintisiz olarak nasıl aktarıldı?

CMGPublished: 2023-06-12 12:44:43
Share
Share this with Close
Messenger Pinterest LinkedIn

△Çin Seddi'nin ülkenin kuzeyindeki Hebei eyaletinde bulunan Jinshanling bölümü, Ming Hanedanı döneminden (yaklaşık 400 yıl önce) kalma Çin Seddi'nin önemli bir parçasıdır ve aynı zamanda en karmaşık ve yoğun yapıya sahip bölümlerinden biridir.

İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee bir zamanlar, yaklaşık 6 bin yıllık insanlık tarihinde ortaya çıkan 26 medeniyet biçiminden sadece Çin kültürünün bugüne kadar hiç kesintiye uğramadan aktarıldığını gördüğünde şaşkınlığını dile getirmişti.

Nadir görülen bu devamlılıkta sadece medeniyetin içsel gelişme ivmesinin değil, aynı zamanda dış dünyaya açıklığı ve kapsayıcılığının katkısı vardır.

Tarihe baktığımızda, Çin uygarlığının müreffeh dönemlerinde hem yabancı kültürleri kabul edip hoşgörü gösterdiğini hem de bu kültürlerin özelliklerine saygı duyduğunu görebiliriz. Aynı zamanda kendi kültürünü zenginleştirmek için dışarıdan gelen heterojen kültürlerin bazı unsurlarını özümseyerek entegre ettiğini de açıkça görebiliriz.

Çin medeniyetinin bu dışa açıklığı ve kapsayıcılığı, "farklılıklar içinde uyum", "Dünyadaki her şey sadece uyum içinde yaratılabilir" ve "Her şey aynıysa, dünya daha fazla gelişmeyecek" gibi felsefeler ve inançlarla köklendiğini ifade eder.

Burada bahsedilen "aynılık", heterojen kültürel unsurları ve kültürel elemanları dışlayan mutlak bir aynılığı ifade etmektedir. "Uyum" ise farklı kültürel elemanların ve faktörlerin uyumlu bir şekilde bir arada bulunmasını ifade etmektedir. Yani "uyum", kapsayıcılık ve açıklık anlamına gelir. Çin toplumu, kendi medeniyetini birçok faktörü içeren, sürekli olarak yeni anlamlar üretebilen ve yeni değerler yaratabilen karmaşık bir sistem olarak görür. Bu nedenle yeni faktörlere karşı korku ve düşmanlık sergilemekten kaçınırlar. İşte tam da bu nedenle Çin uygarlığı, son derece uzun bir tarih boyunca canlılığını koruyabilmiştir.

△ Çin'in kuzeybatısındaki Xi'an kenti, tarihte Chang'an olarak adlandırıldı ve bir zamanlar Tang Hanedanı’nın başkentiydi. Görselde Xi'an kentinde yer alan ve Datang Everbright Şehri olarak adlandırılan bir sokak gösterilmektedir. Bu sokak, Tang Hanedanı'ndaki bina kompleksinden esinlenerek inşa edilmiştir.

Tang Hanedanı, Çin tarihinin en güçlü hanedanlarından biri olarak kabul edilir ve kültürel açıdan kapsayıcı ve açık bir tavır sergilemiştir. Hanedanlık döneminde, toplumun çeşitli alanlarında çok kültürlülük canlı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sanat alanında, Tang Hanedanı'nın ulusal müziği olan "On Çeşit Müzik" (Ten Kinds of Music) sadece Han etnik grubuna ait müzik ve danslara değil, aynı zamanda Batı Bölgeleri’ndeki etnik azınlıkların müzik ve danslarına, Hindistan ve Güneydoğu Asya gibi yerlerden gelen yabancı müzik ve danslara da yer vermiştir. Din açısından ise, 2000 yıl önce Çin'e giren Budizm Tang Hanedanı döneminde kültür ve topluma entegre edilmiştir.

Kıdemli keşiş Xuanzang, Budist kutsal metinleri öğrenmek için Hindistan'a yaptığı seyahatten sonra İmparator Taizong tarafından Hongfu Tapınağı'na davet edildi. Taizong, Xuanzang'ın tapınakta Sanskritçe kutsal metinleri çevirmesini istedi ve bu çeviri çalışmalarına yardımcı olması için 50'den fazla bilgili keşişi seçti.

Tang Hanedanı döneminde Avrupa ve Batı Asya kökenli Nasturilik (Nesturilik), Zerdüştlük (Zoroastrianism) ve Maniheizm (Maniheizm) gibi dini inançlar da Çin'e tanıtıldı.

12全文 2 下一页

Share this story on

Messenger Pinterest LinkedIn