Singapur'da kiminle görüşeceğini seçmek, Çin’in barış anlayışını yansıtıyor
Geniş konsensüs Asya merkezli Shangri-La Diyaloğu’nu dünyanın en önemli güvenlik zirvelerinden ve çok taraflı forumlarından biri haline getirdi.
Geçen Mayıs ayında ABD liderliğinde Japonya, Hindistan ve Avustralya'nın da katıldığı "Dörtlü Güvenlik Diyaloğu" mekanizması kapsamında Hint-Pasifik Deniz Alanı Durumsal Farkındalık Ortaklığı adlı yeni bir plan oluşturuldu. Bu plana göre ABD ve müttefikleri, Pasifik, Güneydoğu Asya ve Hint Okyanusu bölgelerindeki ülkelerin deniz gözetleme kabiliyetlerini geliştirmek için deniz ve askeri güvenlik istihbaratını paylaşacak. Bölge dışındaki bir ülke olarak ABD, sahip olmaması gereken konuşma hakkını kazanmak için ASEAN'ı bölmeye dair tipik bir yönteme başvurdu.
Son zamanlarda ABD, "ABD-Japonya-Filipinler" ve "ABD-Filipinler-Avustralya" güvenlik ittifaklarını kışkırtarak ASEAN ülkeleri arasında Filipinler'i seçti.
Çinli uzman Xu Liping, böylesine küçük bir çok taraflılığın ASEAN merkezli bölgesel güvenlik mimarisini etkileyeceğini ve ASEAN'ın diplomatik ilkelerini ve temellerini gevşeteceğini söyledi.
ABD’nin Asya-Pasifik bölgesinde liderlik arayışı, ASEAN'ın bölgedeki merkezi konumuyla çelişkilidir. Bu defaki diyalogta Çin, ASEAN'ın stratejik bağımsızlığını desteklediğini açıkça ortaya koydu.
ASEAN ülkeleri ABD'nin niyetini açıkça görebilmektedir. Son zamanlarda, bir dizi ASEAN ülkesi, tüm tarafları mümkün olan en kısa sürede "Güney Çin Denizi'nde Davranış Kuralları"nı ortaya koymaya çağırarak tutumlarını açıkça ifade ettiler. Bölgedeki ülkeler, bazı ülkelerin sorunları manipüle etmesinden ve barışı tahrip etmesinden bıkmış durumda.
Tsinghua Üniversitesi Strateji ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nde araştırmacı Zhou Bo, geçen yıl Çin'in Pelosi’nin süpriz Taiwan gezisine karşı askeri alanda üç önlem aldığını hatırlattı. Zhou, “Ancak bu, acil bir durumda iki ordunun bağlantısının tamamen kesileceği anlamına gelmez. Çin, ABD'den gelen yardım hattı çağrılarına uygun şekilde cevap verebilir. Ayrıca Çin'deki ABD askeri ataşesi de büyükelçilik kanalıyla Çin ile temasa geçebilir.” dedi.
Aslında, geçen hafta ABD de dahil olmak üzere Çin'deki yabancı askeri ataşeler, Beijing Garnizonu’ndaki belirli bir tümeni ziyaret etmeye davet edildi. Bu, Çin'in bu konuda segilediği açık tutumu yansıttı. Kaynağa geri dönersek, bazı olası riskler ABD tarafının tekrarlanan maceralarından kaynaklanmaktadır.
Stratejik düzeyde ABD Çin’i çevreleme tavrını değiştirmezse, Çin ve ABD orduları arasında ne kadar çok istişare mekanizması bulunursa bulunsun, herhangi bir garanti sağlamak zor olacaktır.
ABD’nin bu kez Çin-ABD savunma bakanları arasındaki görüşme konusunu kışkırtması da aynı hedefi alır. ABD tarafı, bir yandan iletişimi güçlendirmek isterken, diğer tarafdan da Çin’in endişelerini görmezden gelerek kasten engeller oluşturarak iki ordu arasındaki karşılıklı güveni ciddi şekilde baltalıyor.
ABD, sürtüşme yaratarak Çin’le iletişimi "kolaylaştırmayı" umuyor.
Shangri-La Diyaloğu sırasında Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, "Çin'in Yeni Güvenlik İnisiyatifi" konulu bir konuşma yapacak. Li, ayrıca ilgili ülkelerin heyet başkanlarıyla bir araya gelerek güvenlik ve barışın korunmasını ele alacak.