Singapur'da kiminle görüşeceğini seçmek, Çin’in barış anlayışını yansıtıyor
40'tan fazla ülke ve bölgeden savunma ve güvenlik yetkilileri bugün başlayan Shangri-La Diyaloğu'na katılmak üzere Singapur'a gitti.
Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Savunma Bakanı Li Shangfu, dün Singapur Savunma Bakanı Ng Eng Hen ile görüştü. Bu, diyaloğa katılan Çin heyetinin Singapur gezisi kapsamındaki gerçekleştirilen ilk görüşme oldu. Görüşmenin ardından yapılan basın toplantısında Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü’nün dikkat çekici bir ifadesi yer aldı.
Çin ile ASEAN arasındaki ilişkiyle ilgili olarak Savunma Bakanı Li Shangfu, Asya-Pasifik'in “ortak evimiz” olduğuna ve refah ve istikrarın tüm ülkelerdeki insanların ortak arzusu olduğuna işaret etti.
Shangri-La Diyaloğu, genellikle Asya ülkelerinin güvenlik sorunlarını tartıştığı Asya'nın önde gelen savunma zirvesi olarak kabul edilir. Ancak zirveyi kendi siyasi hesaplarına alet etmek isteyen taraflar her zaman çıkar.
Bu defaki Shangri-La Dialoğu’nda ABD tarafından yapılan konuşmanın teması "ABD’nin Hint-Pasifik bölgesindeki liderliği” olarak belirlendi. ABD tarafı, diyalogtan önce de Çin’in ikili görüşme teklifini reddettiği konusunu kışkırtarak bunun son derece sorumsuz bir davranış olduğunu ve diğer Asya ülkelerinde "paniğe" neden olup "barışı tahrip ettiğini” iddia etti.
Ancak Çin, neden ABD’nin görüşme talebini açıkça reddetti?Çin tarafı, Çin-Singapur Savunma Bakanları görüşmesinin ardından yapılan brifingde, iki ülke liderlerinin vardığı mutabakatın yerine getirilmesinden söz etti.
Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong iki ay önce Çin'i ziyaret etti. Ziyaret sırasında iki ülkenin liderleri, Çin-Singapur ilişkisini kapsamlı, yüksek nitelikli ve ileriye dönük ortaklık ilişkileri seviyesine yükseltti. İleriye dönük ortaklık ilişkileri nadir görülen bir ifadedir
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Asya-Pasifik ve Küresel Strateji Enstitüsü'nde araştırmacı Xu Liping, "ileriye dönük" kavramının iki ülkenin geleceğe odaklanarak dünya düzenindeki değişiklikleri kavraması anlamına geldiğini ve Çin ve Singapur’un yönlendirme gücünü yansıttığını kaydetti.
Dünya düzeni değişiyor. Singapur tarafından daha önce yapılan açıklamada, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra küresel barış kazanımının sona erdiğine dikkat çekilmişti.
Peki bu şartlarda barış nasıl savunulur?
Çin tarafından ortaya koyulan Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nde “bölgesel barış ve isiktar gökten düşmez, herhangi bir ülkenin lütfu da değildir, bölge ülkelerinin ortak çabalarnın sonuncudur” ifadesi geçmektedir.
Singapur bu konuda da Çin’le hemfikirdir. Yüzölçümü ve nüfus gibi verilere bakıldığında Singapur çok büyük bir ülke sayılmaz. Uluslararası stratejik bir konumda yer alan Singapur'un kendi güvenliğini sağlaması hiç kolay değil.
ABD gibi Batılı ülkeler tarafından sunulan "zeytin dalı" karşısında Singapur, güvenlik özerkliğini tamamen başkalarına devretmek yerine stratejik iradesini koruyarak zekice ABD'yle mesafeyi korudu ve ABD ile ittifak anlaşması imzalamadı. Aksine, Singapur bölge dışındaki tüm büyük güçlere karşı açık bir tutum sergiledi.
Son yıllarda Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong, Singapur'un Çin ile ABD arasında taraf seçmek istemediğini ve herhangi bir taraf tutmayacağını defalarca ifade etti. Singapur’ın hem Çin’le hem de ABD ile çok yakın ve kapsamlı iş birlikleri var.
Singapur’un ASEAN içerisinde de özel bir konumu vardır.
Diyaloğa katılan Çin Askeri Bilimler Akademisi Savaş Araştırma Enstitüsü'nde kıdemli bir araştırmacı olan Cao Yanzhong, her zaman bağımsız bir dış politika sürdüren Singapur'un geniş bir uluslararası perspektife sahip olduğunu, Doğu ve Batı kültürlerinin entegrasyonu perspektifinden ülkenin bölgesel ilişkilerde ve uluslararası ilişkilerdeki konumunu ve ASEAN'ın tüm Asya-Pasifik bölgesinin güvenliğindeki rolünü değerlendirebildiğini kaydetti.