Brezilya lideri Lula'nın Çin gezisi neden önemli?
Çin ile ABD arasındaki gerilimin giderek tırmanmasının ardından Brezilya mısırı, Çin'in mısır ithalatının bir kısmını doldurdu. Çin sermayeli şirketlerin Brezilya'da tarım lojistiği alanındaki etkisi de günden güne artıyor. Çin ile Brezilya’nın kaynaklar, ürün yapısı ve tarım teknolojisi açısından birbirini tamamlaması, ikili tarımsal iş birliğinin geliştirilmesi için geniş bir alan sağlıyor.
Enerji
2010'dan bu yana Sinochem ve Sinopec gibi Çinli şirketler petrol sektörüne 10 milyar ABD dolarından fazla yatırım yaptı ve bir miktar madencilik hissesi satın aldı. Çinli şirketler ayrıca Brezilya'da termik santraller, UHV iletim hatları, doğal gaz boru hatları ve liman tarama gibi büyük ölçekli altyapı projeleri üstleniyor.
Düşük karbonlu kalkınmanın popüler olduğu günümüz dünyasında, Çin ve Brezilya yeşil ekonomik iş birliği alanında büyük potansiyele sahiptir. Çin, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve yeni enerjili araç teknolojisinde küresel rekabet gücüne sahip. Çin-Brezilya ekonomik ve ticari iş birliğinin hidroelektrik, güneş ve rüzgar enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji üretim alanlarında büyük bir potansiyele sahip olduğu ve bunların da Brezilya pazarının yeni enerji talebi ile uyumlu olduğu söylenebilir.
Teknolojik yenilik
Enerji ile ilgili temiz teknolojilere ek olarak, dijital ekonomi de Çin-Brezilya yatırım iş birliğinin yeni yönlerinden biridir.
Telekomünikasyon alanında Huawei, Brezilya'da sadece 5G teknolojisi için ana tedarik desteği sağlamakla kalmıyor, ayrıca ülkede veri merkezlerini inşa ediyor ve bulut bilişim hizmetlerini dağıtıyor. Xiaomi, Didi, Alibaba, Tencent ve diğer şirketler de Brezilya'da farklı türde dijital hizmetleri geliştiriyor.
Finans
Çin ticari bankaları, Brezilya pazarında finansal kiralama gibi finansal hizmetleri yürütmek için Brezilya'da şubeler kurma fırsatını değerlendirerek, Çin sermayeli işletmelerin döviz kuru riskini ve finansman maliyetlerini etkili bir şekilde azalttı. Çin ile Brezilya arasındaki sınır ötesi ticaret hacminin artmasıyla birlikte, iki ülkenin finansal teknoloji şirketleri sınır ötesi ödeme çözümlerine odaklanarak tüm Latin Amerika pazarında Çin mallarına ödeme desteği sağlıyor.
Bu yıl 7 Şubat'ta Çin Halk Bankası ve Brezilya Merkez Bankası arasında Brezilya’da RMB takas düzenlemelerinin kurulmasına ilişkin bir iş birliği mutabakt zaptı imzalandı.
Ukrayna krizinde Çin’in pozisyonuna destek
Çin'e yaptığı ziyaretin arifesinde Lula, Brezilya'nın Rusya-Ukrayna ihtilafının diyalog yoluyla barışçıl bir şekilde çözülmesini teşvik etmek için Çin ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu ifade etti ve barışı teşvik etmede ana arabulucu olarak Çin'i destekledi.
Lula, daha önce yaptığı ABD ziyareti sırasında Brezilya'nın Rusya ile Ukrayna arasındaki askeri anlaşmazlığı barışçıl yollarla çözme planını ABD Başkanı Biden'a da anlatmıştı. Lula, Rusya-Ukrayna krizinin çözülmesine yardımcı olmak için Çin, Hindistan, Brezilya, Türkiye ve Endonezya'dan oluşan bir "barış kulübü" kurulmasını öneriyor. Ancak bu öneri Biden yönetiminin desteğini görmedi.
Bu, Lula'nın zorlu uluslararası meselelerde devreye girme ve sorun çözme isteğinin ilk örneği değil. 2010'da Brezilya devlet başkanı iken, Türkiye’nin de desteğiyle İran'la nükleer yakıt takas anlaşmasına vardı. Bu anlaşma Çin tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak anlaşma uluslararası toplum tarafından hızla sorgulandı ve ABD ve diğer Batılı ülkeler tarafından eleştirildi. Lula bu kez Ukrayna konusunda yine yapıcı bir rol oynayabilir.
Bolsonaro’nun ardından
Çin'e karşı sert tavırları olan sağcı başkan Jair Bolsonaro artık görevde değil ve "Çin halkının eski dostu" olarak kabul edilen Lula Çin'i ziyaret ediyor. Bu gezi Çin-Brezilya ekonomik ve ticari iş birliğinde yeni bir çığır açacaktır.
Lula'nın Brezilya devlet başkanı olarak önemli bir diplomatik hedefi, Brezilya'yı dünya sahnesine geri getirmektir. Lula, Latin Amerika bölgesindeki iş birliği mekanizmalarının güçlendirilmesini teşvik etme, BRICS ülkeleriyle iş birliğini derinleştirme ve yeni bir küresel yönetişimin kurulmasını teşvik etme sözü verdi.
Bu, Brezilya'nın dış politikasının çok taraflılık geleneğine geri döndüğü ve tecridin yerine dayanışmayı koymaya kararlı olduğu anlamına gelir. Bu, ABD'nin Latin Amerika entegrasyonuna karşı çıkan konumunu körü körüne izleyen Bolsonaro'nun dört yıllık iktidar döneminden çok farklı bir yaklaşım.