Çin, BM’deki meşru konumunu yeniden kazandıktan sonra dünyaya tatmin edici yanıtlar verdi
2010 yılında Japonya'nın Aichi ilçesinde düzenlenen COP10'da 20 hedef ortaya koyulmasına rağmen, 2020 yılında bu hedeflerin hiçbirine tamamen ulaşılamadığına işaret edildi.
2019 yılında BM tarafından yayımlanan "Küresel Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Değerlendirme Raporu"na göre, dünyanın kara yüzeyinin dörtte üçü insanlar tarafından derin değişime uğratıldı, 1 milyon canlı türü yok olmanın eşiğinde.
"Küresel Biyoçeşitlilik Görünümü"nün en son versiyonunda ise biyoçeşitliliğin korunmasının karşı karşıya olduğu baskılardan birinin, ülkelerin ulusal hedefler belirleme ve somut eylemlerde bulunma konusunda hâlâ yeterince istekli olmaması olduğuna dikkat çekildi.
Çin'e dönüp baktığımızda ise farklı bir manzara görüyoruz.
Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı’ndan temmuz ayında yapılan açıklamada, Çin’deki doğa ve vahşi yaşam koruma çalışmaları hakkında bilgi verildi. Ülkede doğada bulunan pandaların sayısı bin 800'i aşarken, pandaların nesli “tehlikede"den "savunmasız" durumuna düşürüldü.
1988'de Dünya Yaban Hayatı Fonu (WWF) vahşi Mançurya kaplanının önümüzdeki 40 yıl içinde Çin'den kaybolacağını öngörmüştü. 32 yıl sonra Çin'deki vahşi Mançurya kaplanı nesli tükenmediği gibi, nüfus artışının ve habitatın restorasyonu sağlandı. Çin, 8 Ekim’de "Çin'in Biyoçeşitliliğinin Korunması" adlı beyaz kitabı yayımladı.
Çin, gelişmekte olan ülkelerde biyoçeşitliliğin korunmasını desteklemek amacıyla 1,5 milyar yuanlık yatırım yaparak Kunming Biyoçeşitlilik Fonu'nu kuracak.
Dünya'nın en büyük reasürans şirketlerinden biri olan Swiss Re tarafından eylül ayında yayımlanan rapora göre, dünya ülkelerinin beşte birinin ekosistemleri, vahşi yaşamın ve yaşam alanlarının tahrip edilmesi nedeniyle tamamen çöküşle karşı karşıya kalabilir.
Biyoçeşitliliği kurtarmanın insanlığı kurtarmak olduğu söylenebilir. Bu küresel bir eylem olmaya mahkumdur.
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Genel Sekreteri Elizabeth Maruma Mrema, Çin tarafından önerilen ekolojik medeniyet kavramının dünya ülkelerinin küresel biyoçeşitlilik hedeflerine ulaşması için son derece kritik rol oynadığını kaydetti.
Çin, BM’deki meşru konumunu yeniden kazanmasından bu yana geçen 50 yılda giderek daha belirsizleşen bir dünya karşısında hep yapıcı ve istikrarlı bir güç konumundadır.