Radyoaktif atık suyu inatla denize boşaltan Japonya, sanık sandalyesine oturmalı
Japonya’nın sivil toplum örgütlerinden biri olan “Nükleer Elektrik Santralinden Radyoaktif Atık Suyun Denize Boşaltılmasına Karşı Ulusal İrtibat Derneği", 1 Eylül’de Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi Başkanı Tomoaki Kobayakawa hakkında Tokyo Bölge Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve Fukuşima Daiichi Nükleer Elektrik Santrali’nden radyoaktif atık suyun denize boşaltılmasına karşı çıktı. Dernek, işlenmiş radyoaktif atık sularda yine de çıkarılamayan radyoaktif maddeler bulunduğuna dikkat çekerek, Japonya hükümetinin başvurduğu denize boşaltma planının son derece yanlış bir eylem olduğunu savundu.
“Nükleer Elektrik Santralinden Radyoaktif Atık Suyun Denize Boşaltılmasına Karşı Ulusal İrtibat Derneği"nin söz konusu protesto eylemi, adil ve rasyonel bir hareket olduğu gibi aynı zamanda uluslararası toplumun ortak beklentisini yansıtıyor. Japonya hükümeti işin başından beri, radyoaktif atık suyu denize boşaltmanın rasyonel olduğunu kanıtlamak için bu suya “arıtılmış su" adını vermeye çalıştı. Ancak, herkesin bildiği gibi radyoaktif atık sudan radyoaktif elementleri çıkarmak hemen hemen imkansız. Eğer denize boşaltılacak olan radyoaktif atık sular, Japon hükümetinin iddia ettiği kadar güvenliyse, tatlı su sıkıntısı çeken Japonya neden bu suları denize boşaltmak yerine tarımsal sulamada kullanmayı tercih etmiyor?
Nitekim, Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi’nin 31 Ağustos’ta gerçekleştirdiği test sonuçlarına göre, Fukuşima Daiichi Nükleer Elektrik Santrali’ne bağlı radyoaktif atık suyu denize boşaltma cihazlarının civarında Trityum oranı litre başına 10 becquerel oldu. Son 5 yıl içinde aynı bölgedeki Trityum oranı litre başına 0,4 ila 2,8 becquerel olarak tespit edilmişti. Yani, şimdiki Trityum oranı, son beş yılın en düşük değerinin 25 katı oldu. Dolayısıyla bölgede nükleer güvenlik riskinin bulunmadığı nasıl söylenebilir? Öte yandan, Japonya tarafı 31 Ağustos’ta, sadece radyoaktif atık suyu denize boşaltma yeri civarında yakalanan iki kalkan balığına yapılan test sonucuna dayanarak, bölgenin güvenli olduğunu iddia etti. Bu, dünyanın Japon tarafının yaptığı testlerdeki profesyonelliğe kuşkuyla yaklaşmasına neden oldu.
İşin daha da kötüsü, Japonya’nın radyoaktif atık suyu denize boşaltması, küresel deniz çevresine ve insanoğlunun sağlığına uzun vadeli felaket getirecek. Japonya’nın toplam 1 milyon 340 bin ton radyoaktif atık suyu denize boşaltması ve boşaltmanın tamamlanması için en az 30 yıllık bir süre gerekiyor. Almanya’dan bir deniz bilimsel araştırma enstitüsünün yaptığı araştırmanın sonucuna göre, boşaltmanın resmen başladığı 24 Ağustos’tan itibaren sadece 57 gün içinde atık suların içerdiği radyoaktif maddeler Pasifik Okyanusu bölgelerinin çoğuna yayılacak. Bundan üç yıl sonra ABD ve Kanada da nükleer kirlilikten etkilenecek ve 10 yıl sonra, bu radyoaktif atık sular dünyanın tüm deniz bölgelerine yayılacak.
Radyoaktif atık suların denize boşaltılması, “iklim değişikliğinin ikiz kardeşi” olan okyanus asitleşmesine de yol açabilir. Okyanus asitleşmesi, sadece ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği yok etmekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda küresel balıkçılığı, deniz ürün üretimini ve dolayısıyla küresel gıda güvenliğini de tehdit altına sokabilir. Bu nedenle, giderek daha fazla ülke, Japonya menşeli su ürünlerinin ithalatını yasaklamaya başladı. Japon hükümetinin aptalca ve çirkin eyleminin bedelini Japon halkının ödemesi üzücü bir gelişme.
Japonya hükümeti, 2015 yılında Fukuşima İlçesi Balıkçılık Federasyonu’na yolladığı yazılı belgede, konuya ilişkin tarafların görüşünü almadan radyoaktif atık su hakkında herhangi bir tedbir almayacakları taahhüdünde bulunmuştu. Öte yandan, Londra Atıkların Boşaltılması Sözleşmesi’nin taraf ülkesi olan Japonya’nın radyoaktif atık suyu denize boşaltması, radyoaktif atıkları denizdeki yapılar yoluyla okyanusa atmayı yasaklayan ilgili düzenlemelerin açık bir ihlalidir. Japon hükümeti bu hamlesiyle sadece Japon halkının değil, uluslararası toplumun da güvenini kaybetti.
Japon halkı, Japon hükümetinin radyoaktif atık suyu denize boşaltmasına büyük öfke duyuyor. Kyodo Haber Ajansı’nın 20 Ağustos’ta gerçekleştirdiği anketin sonucuna göre, ankete katılanların yüzde 88,1’i Japonya hükümetinin radyoaktif atık suyu denize boşaltmasının Japonya'nın imajına ve potansiyel ekonomik çıkarlarına zarar vereceğinden endişe duyuyor. Ankete katılanların yüzde 81,9’u, Japon hükümetinin konu hakkında yaptığı mevcut açıklamaların yetersiz olduğu görüşünde.
Japon hükümeti yurtiçinde ve yurtdışında her geçen gün daha da yükselen karşı sesleri görmezden geliyor, uluslararası toplumun radyoaktif atık suların denize boşaltmasının meşruiyeti, yasallığı ve güvenliği konusundaki şüphelerini ortadan kaldırmadan, radyoaktif atık suları denize inatla boşaltmaya kalkışması, küresel deniz çevresine ve insan sağlığına büyük zarar verecek. Japonya’nın son derece bencil ve sorumsuz olan bu eylemi kesinlikle uluslararası toplum tarafından geniş çapta kınanacak, adalet ve tarih tarafından yargılanacaktır.