Üç ortak bildiri, Çin-ABD ilişkilerinin "güvenlik bariyeri"
Beyaz Saray tarafından kısa süre önce yapılan açıklamada, ABD’nin Çin’in Taiwan bölgesine 345 milyon dolar değerinde askerî yardım sağlayacağı duyuruldu. Ateşle oynayan ABD yönetiminin askerî yardımları, Çin’in egemenliğini ve güvenlik çıkarlarının yanı sıra, Çin-ABD ilişkilerini ve Taiwan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı ciddi şekilde zedeledi.
Aslında, ister silah satışı ister askerî yardım, her ne biçimde olursa olsun, ABD “Taiwan’ı destekleme” kisvesi altında “Taiwan’ı yıkma” girişiminde bulunuyor. Taiwan Adası’ndaki internet kullanıcıları da ABD’nin dünyada kaosun yokluğunu kendisi için korkutucu gördüğü, dolayısıyla her yere savaş ihraç etmek istediği kanısında.
Taiwan bölgesinde bir askerî çatışma çıkmasından zarar görecek olanlar ise Taiwan sakinleri. Adadaki yönetimin başında olan Demokratik İlerleme Partisi, dış güçlerle birlikte adayı “mayın ve mühimmat deposu” hâline getiriyor. Bu, Taiwan’da yaşayan çok sayıda kişinin tepkisine yol açarken, Taiwan sakinleri “Savaşta ölüme gitmek istemiyoruz” gibi sloganlar atıyor. ABD’nin Taiwan’a askerî yardım sağlaması ateşle oynamak anlamına geliyor. Demokratik İlerleme Partisi ise ABD’ye dayanarak sözde “bağımsızlık” arayışında bulunuyor. İki tarafı da kötü sonuçlar bekliyor.
Son yıllarda ABD’deki bazı siyasetçiler, sıklıkla Çin-ABD ilişkilerinin daha kötüye gitmemesi için ‘‘güvenlik bariyerleri’’ kurulması iddiasını ortaya attı. Ancak ABD yanlış yolda ilerlerken, sözde bariyerlerin, korkulukların ne gibi yararı olabilir? İkili ilişkileri koruyan bariyerler zaten mevcut. Örneğin üç ortak bildiri, Çin ile ABD ilişkileri için en mükemmel bariyer. Taiwan Boğazı’nda barış ve istikrarın tesisi, Tek Çin ilkesine dayanıyor. Çin ve ABD’nin barış içinde bir arada yaşamasını sağlayan gerçek bariyer de üç ortak bildiridir.
Çok sayıda kişi, eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Taiwan bölgesini ziyaret etmesinden bu yana geçen yaklaşık bir yıllık süreçte Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Taiwan Boğazı’ndaki tatbikatlarının çoğaldığının farkındadır. Bu ne anlama geliyor? Bu, hiç kimsenin Çin halkının ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığını, iradesini ve gücünü hafife almaması gerektiği anlamına geliyor.
Geçtiğimiz günlerde, Çin’in ABD Saldırganlığına Direnme ve Kore Halkına Yardım İçin Savaş’ta elde ettiği zaferin 70. yıldönümü kutlandı. ABD’li siyasetçiler sıkça tarihe dönüp bakmalıdır. Özetle, Taiwan sorunu, Çin’in çıkarlarının merkezinde yer alıyor. Bu, Çin-ABD ilişkilerinde de aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi. “Taiwan’ı kullanarak Çin’i caydırmak” veya “ABD’ye dayanarak bağımsızlık arayışında bulunmak” gibi kırmızı çizgiyi aşan her tür girişim muhakkak yenilgiyle sonuçlanacaktır.