Türkçe

Güçlü tarihi deliller ABD’nin etnik soykırım yaptığını kanıtladı

CMG2023-05-23 15:14:33

Amerika yerlilerinin Shoshoni kabilesinin yerleşim bölgesi, ABD’nin California eyaletinin doğusundan Wyoming eyaletine bağlı Yellowstone Parkı’na kadar geniş topraklara kadar uzanıyordu. Ancak 20. yüzyılın 1950’li yıllarından itibaren, Shoshoni kabilesinin yaşadığı verimli topraklar, ABD yönetiminin nükleer silah denemesi yaptığı alana dönüştü.

Shoshoni kabilesinden uzman Ian Zabarte basına verdiği demeçte, “ABD hükümeti, bizim yuvamızda 900’den fazla nükleer silah testi yapmasından sonra, şimdi bize etnik temizlik yapmak istiyor.” diye konuştu.

Edinilen bilgilere göre, 2009 yılından önceki 40 yıl içinde ABD yönetimi, Shoshoni kabilesinin yaşadığı bölgelerde toplam 928 nükleer silah testi gerçekleştirdi. Bu testler, 620 bin ton radyoaktif çökeltmeye yol açtı. Bu miktar 1945 yılında Japonya’nın Hiroşima’da nükleer bombanın patlamasından sonra doğan radyoaktif çökeltmenin 48 katı oldu. Shoshoni kabilesinin ifadelerine göre, ABD yönetiminin gerçekleştirdiği nükleer silah testleri binlerce sivilin ölmesine ve çok sayıda sivilin kanser gibi ağır hastalıklara yakalamasına yol açtı. Ancak, ABD yönetimi, bu sivillerin sağlığına ilgi duymuyor.

BM Etnikleri Yok Etme Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Antlaşması’na göre, etnikleri yok etme, “Belirli bir grubu tamamen veya kısmen ortadan kaldırmak için işlenen zulümleri” ifade eder. ABD tarihçisi Roxanne Dunbar Ortiz basına verdiği demeçte, söz konusu antlaşmada listelenen her suçun, ABD’nin Amerika yerlilerine karşı işlenen suçlarda örneğinin bulunabileceğini belirtti.

Nitekim ABD’nin Amerika yerlilerine işlediği insanlık dışı suçlar, tamamen etnik soykırımdır. ABD’nin kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı’na kadar geçen bir asırdan fazla süre içinde, ABD hükümeti, Amerika yerlilerine sistematik etnik temizlik yaptı. Amerika yerlilerinin nüfusu, 15. yüzyılın sonunda 5 milyon iken, 20. yüzyılın başında 250 bine indi. Özellikle Mohikanlar gibi onlarca kabile tümüyle yok edildi. 1814 yılında ABD hükümeti ürkütücü bir kararname yayınladı: Teslim edilen her Amerika yerlisinin kellesi için 50 ile 100 dolar ödül verilecekti. Eski ABD Başkanı Ulysses Simpson Grant ve Güney-Kuzey Savaşı döneminin ünlü generali Willam Tecumseh Sherman gibi siyasetçiler, “Amerika yerlilerinin tümü yok edilecektir.” tehdidinde bulundu.

ABD yönetimi zorunlu göç gibi politikalar izleyerek, Amerika yerlilerinin yaşam alanını da daralttı, dolayısıyla coğrafya açısından da Amerika yerlilerine etnik soykırım gerçekleştirmeye çalıştı. ABD yönetimi, 1830 yılında Amerika yerlilerine yönelik bir göç yasası çıkardı, askeri kovalama ve zorlama yollarıyla yaklaşık 100 bin Amerika yerlisini uzak bölgelere göç etmeye zorladı. Çok sayıda Amerika yerlisi daha göç yolunda hayatını kaybetti. 20. yüzyılın sonunda da ABD yönetimi kandırma ve zorlama yollarıyla nükleer atık maddeler, endüstriyel çöpler gibi insan sağlığına ciddi zarar veren madddeleri Amerika yerlilerinin yerleşim merkezlerinde toprağa gömdü. Bu uygulama ağır çevre kirliliğine yol açarken, çok sayıda Amerika yerlisinin ölmesine neden oldu.

ABD yönetimi tarihte ayrıca, Amerika yerlilerinin kültürüne karşı asimilasyon politikaları izledi, kültürel soykırım düzenlemeye çalıştı. 1887 yılında, ABD yönetimi Dawes Yasası’nı çıkardı, Amerika yerlilerinin kabile ilişkisini yok etmeyi, onların geleneksel gelir kaynaklarını yok etmeyi, dolayısıyla onların kültürel değerlerini ortadan kaldırmayı hedefledi. Amerika yerlileri böylece toplumun en zayıf topluluğu haline geldi. 1869-1978 döneminde ABD’de 350’den fazla yatılı okulda Hıristiyanlık, İngilizce ve Batılılara özgü geleneklerle Amerika yerlilerinin geleneksel değerleri, dilleri ve yaşam tarzları değiştirilmeye çalışıldı. Bu yatılı okullarda çok sayıda çocuk açlık, hastalık, fiziksel ceza ve cinsel istismar nedeniyle hayatını kaybetti.

ABD yönetiminin Amerika yerlilerine karşı uyguladığı etnik soykırım, sadece tarihi bir sorun değil, aynı zamanda bugüne kadar devam eden sistematik ve uzun vadeli bir ırkçılık sorunudur. Günümüzde, Amerika yerlilerinin yaşam ortamı halen çetin, sosyal güvenceden yoksun, ve siyasi statüleri de düşük durumdadır. ABD’de tüm etnik gruplar arasında Amerika yerlilerinin ortalama ömür süresi en kısa olarak tespit edildi. Buna paralel olarak, Amerika yerlilerinin yoksulluk ve gençlerinin alkolizm oranı en yüksektir. Bu insanların faydalanabileceği sağlık güvenceleri de en düşük seviyede kaldı. Birleşmiş Milletler Azınlık Sorunları Özel Raportörü 2022 yılında yaptığı açıklamada, geçen birkaç yüzyıl içinde Amerika yerlilerine vahşi muamelelerle uygulandığını ve hatta etnik soykırım mağduru haline geldiklerini açıkladı.

ABD hükümeti, Amerika yerlilerine karşı işlenen etnik soykırım konusunda uluslararası toplumdan sürekli gelen yoğun eleştirileri görmezlikten gelmemeli. ABD, insan hakları konusunda çifte standart uygulasa da sayısız tarihi delil, ABD yönetiminin Amerika yerlilerine etnik soykırım uyguladığını kanıtladı. ABD’nin “insan hakları savunucusu” maskesi çoktandır paramparça olmuştur!

Close
Messenger Pinterest LinkedIn