Türkçe

“Zorlayıcı diplomasi” ithamı en çok ABD’ye yakışıyor

cri2022-01-12 21:08:39

ABD’li yetkililer, birçok farklı vesileyle Çin’in Litvanya’nın Taiwan ile ilgili yanlış girişimlerine karşı verdiği makul karşılıkların “zorlayıcı diplomasi” olduğunu iddia etti.

Bunun arkasında, ABD’nin Taiwan meselesinden faydalanarak Çin’i engelleme, bunu yapmak için de Litvanya’yı kullanma hesapları yatıyor. Çin’in Litvanya’ya verdiği karşılığı “zorlayıcı diplomasi” olarak nitelemek, ABD’nin dış politikasının riyakârlığını bir kez daha gösterdi.

Çin ve Litvanya arasındaki ilişkiler zor bir dönemden geçiyor. Bunun müsebbibinin ise Litvanya olduğu gün gibi ortada. Litvanya hükümetinin Tek Çin ilkesini izleme taahhüdüne aykırı davranması uluslararası toplumda da tepki gördü. Kısa süre önce Litvanya’nın “gölge kabinesi” de Taiwan’ın Çin’in bölünmez bir parçası olduğunu kabul ettiklerini, hükümetin yanlış kararından derhal dönmesi gerektiğini açıkladı.

Bu ifadeler de Litvanya’nın Çin politikasında ciddi yanlışlara imza attığını ve Beijing’in verdiği karşılıkların makul olduğunu kanıtlıyor.

ABD, Çin’in kendi egemenliğini korumak için aldığı meşru tedbirlere “zorlayıcı diplomasi” ithamında bulunarak “hırsız var” diye bağıran bir hırsızı andırıyor.

Tarihe dönüp baktığımızda "zorlayıcı diplomasi"nin patentinin ABD'nin elinde olduğunu kolaylıkla görebiliyoruz.

“Zorlayıcı diplomasi” kavramı ilk kez 1971 yılında Stanford Üniversitesi’nden Profesör Alexander George tarafından ABD’nin Laos, Küba ve Vietnam’a yönelik politikasını özetlemek için kullanılmıştı.Bu kavramın özünde ise ABD’nin stratejik hedeflerine ulaşmak ve hegemonyasını sürdürmek için güç tehdidi, siyasi tecrit, ekonomik yaptırımlar ve teknolojik abluka gibi yöntemler uygulayarak diğer ülkeleri kendi taleplerine uymaya zorlaması yatıyor.

Close
Messenger Pinterest LinkedIn