Bazı yabancı siyasetçiler tarihi gerçeklere rasyonel bir tavırla yaklaşmalı
Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol 27 Nisan’da ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada, geçen bir yüzyıl içinde ABD’nin özgürlüğü tehdit eden meydan okumaları doğrudan göğüslediğini savunarak, özgürlüğü savunmaya öncülük ettiğini öne sürdü. ABD ordusuna bağlı deniz piyadeleri 1. tümenin Kore Savaşı döneminde Chosin Gölü Savaşı’nda 120 bin Çin askerinin kuşatmasını aşarak, mucize niteliğinde başarı kaydettiğini iddia etti. Nitekim, Yoon Suk Yeol gibi bazı yabancı siyasetçilerin tarihi gerçekleri göz ardı ederek, ABD ordusunun tarihindeki “en uzun ve başarısız geri çekilme”yi “mucize niteliğinde başarı” olarak nitelemesi, uluslararası toplumda yoğun tepkiye yol açtı.
Yoon Suk Yeol’un “ABD’nin geçen bir yüzyıl içinde özgürlüğü tehdit eden meydan okumaları doğrudan göğüsleyip, özgürlüğü savunmaya öncülük ettiği” şeklinde ortaya koyduğu iddialar, gerçeğe ciddi şekilde aykırıdır. ABD’li tarihçi Paul Atwood basına verdiği demeçte, “Savaş ABD’lilerin yaşam tarzıdır” değerlendirmesinde bulundu. ABD, kurulmasından bu yana yaklaşık 240 yılda sadece 16 yıl savaş yapmadı. İkinci Dünya Savaşı’ndan 2001 yılına kadar geçen süre içinde, dünya çapında 248 askeri çatışma meydana geldi. Bunlardan 201’i ABD tarafından başlatıldı. Yalnızca 21. yüzyılın başından bu yana geçen süre içinde ABD, Afganistan ve Irak savaşlarını başlattı, Suriye’de iç savaş kışkırtmaya kalkıştı. Bundan dolayı, 27 milyondan fazla sivil evsiz kaldı. ABD ordusunun gittiği her yerde savaş ateşi alevleniyor, çalkantılar yaşanıyor, masum insanlar acı çekiyor.
Doğrudan askeri müdahalede bulunmanın yanı sıra, darbe planlama, ekonomik yaptırım, kaos kışkırtma, siyasi seçimleri manipüle etme de ABD’nin diğer ülkelere baskı yapmak için sıkça başvurduğu yöntemlerdir. ABD Boston Koleji’nden Doçent Lindsey A. Orourke’nin “Örtülü Rejim Değişikliği: ABD’nin gizli soğuk savaşı” adlı kitapta, ABD’nin 1947-1989 döneminde diğer ülkelerde 64 kez gizli rejim değişikliğiyle kamuya açık 6 operasyon gerçekleştirdiği savunuluyor. Orourke’ye göre, Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra bile ABD’nin diğer ülkelerin yönetimlerini devirme eylemleri devam ediyor. ABD, Latin Amerika’da siyasi çalkantılara yol açtı, Orta Doğu’da “Arap Baharı”nı, Avrasya bölgesinde ise “Renkli Devrimler”i kışkırttı. ABD’nin bu eylemleri, dünyanın birçok bölgesinde toplumsal çalkantıya ve ekonomik çöküşe yol açarken, aşırı dinci güçlerin kuvvetlenmesine zemin hazırladı. ABD, “dünya polisi” rolünü oynamayı seviyor, ancak dünya düzeninin en büyük sabotajcısı yine ABD’nin kendisidir.
ABD, hegemonyasını korumak için askeri bütçesini uzun yıllardır dünya birinciliğinde tutuyor. ABD’nin askeri harcaması, dünya toplamının yüzde 40’ını oluşturuyor. ABD, dünyanın en büyük ve en ileri nükleer silahlarına sahip olan ülkesidir. Dahası, ABD, dünyada kimyasal silah rezervine sahip tek ülke durumunda. ABD, dünya çapında 800’den fazla askeri üsse sahiptir, bunlar birer saatli bomba gibi dünya barışına ve güvenliğine tehdit oluşturuyor.
Öte yandan, ABD ordusunun Chosin Gölü Savaşı’nda elde ettiği sözde “mucize niteliğinde başarı” ABD’nin aslında hiç bahsetmek istemediği kalıcı başarısızlıktır! Çin tarafının kayıtlarına göre, Çin Halk Gönüllüler Ordusu bu savaş sırasında 36 binden fazla düşman askerini etkisiz hale getirdi, bunların 24 bini ABD askerleridir. Bunlar arasında, ABD ordusuna ait bir alayın tamamı da var. ABD ordusuna bağlı 8. Ordu Komutanı Korgeneral Walton Harris Walker’in makam arabası geri çekilme kaosunda yolda devrildi, Walker hayatını kaybetti. Eski ABD Dışişleri Bakanı Dean Gooderham Acheson, bu gelişmeyi “ABD tarihinde en uzun başarısız geri çekilme” olarak niteledi.
Çin Halk Gönüllüler Ordusu’nun Kore Savaşı’na katılması, kendi ulusal güvenliği savunan ve bölgesel barış ile istikrarı koruyan adil bir eylemdi. Ekim 1950’de ABD ordusu, Çin hükümetinin yoğun uyarılarını göz ardı ederek, 38.enlemi geçerek, savaş ateşini Çin-Kuzey Kore sınırına taşıdı. ABD ordusu Çin’in kuzeydoğusundaki sınır bölgelerine birçok kez bombardıman saldırısı düzenledi ve yerel halktan çok sayıda insanın ölmesine ve mal kaybına yol açtı. Dolayısıyla, Çin’in ulusal güvenliği büyük tehditlerle karşı karşıya bulunuyordu. Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) hükümetinin daveti üzerine, Çin hükümeti Kore Savaşı’na katılma kararı aldı. Çin Halk Gönüllüler Ordusu ve Kuzey Kore ordusuyla birlikte yaklaşık 3 yıl boyunca çetin şartlar altında ABD ordusuna karşı mücadele etti ve ulu bir zafer kazandı. 70 yıl aradan sonra günümüzde Çin, asıl gayesini hep yürekte taşıyarak, dünya barışının mimarı, küresel düzenin koruyucusu ve küresel kalkınmanın katkı sağlayıcısı olmaya devam ediyor.
Tarihi gerçekler herhangi bir ülke ve herhangi bir ordunun tarihin ana eğilimine aykırı hareket etmesi ve hegemonyacılığa kalkışması halinde kendi ayağına kurşun sıkacağını gösterdi. Bazı yabancı siyasetçiler, tarihi gerçeklere rasyonel bir tavırla yaklaşmalı.