Türkçe

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Asya Para Fonu kurulabilir

CMG2023-04-09 19:29:03

Malezya Başbakanı Enver İbrahim, kısa süre önce Çin’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Enver İbrahim, geçen yılın kasım ayında göreve geldikten sonra Çin’e yaptığı ilk ziyaretinde, Çin-Malezya kader ortaklığını inşa etmeyi arzuladıklarını belirtti. Çin’in ortaya koyduğu Küresel Medeniyet İnisiyatifi’ni övgüyle değerlendiren Enver İbrahim, tüm ulusların tek bir aileye bağlı olduğunu kaydetti.

Teknolojik konuların siyasallaştırılmasına karşı çıkan Enver İbrahim, teknolojik ilerlemelerin başkalarını kontrol etme veya tehdit etme amacı taşımaması gerektiğini dile getirdi.

Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in Çin Medya Grubu’na verdiği özel röportajda öne çıkanlar:

CMG: Başbakan olduktan sonra Çin'e yaptığınız ilk ziyaretin en büyük kazanımı ve başarısı sizce nedir?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Bence en büyük başarı, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yaptığımız yüz yüze görüşme oldu. Çünkü bu görüşmede, ticaret ve yatırım gibi olağan konuların ötesine geçerek, kendi felsefelerimizi, dünya görüşümüzü, değerlerimizi ve medeniyetimizi de ele aldık. Güven ve samimiyete dayalı bir ortamda sohbet ettik. Tabii ki, bazı somut konulara da değindik. Örneğin, yoksulluğun azaltılmasını konuştuk. Göreve geldiğimden bu yana geçen dört ayda, kendimi yoksulluğu azaltmaya adadım. Çin, yoksulluğu azaltma konusunda benzeri görülmemiş bir başarı elde etti. Çin’in deneyimlerini öğrenmek istediğimizi söylediğimde, Xi Jinping, Çin'in yoksulluğu ortadan kaldırma konusundaki deneyimlerinden yararlanmamıza yardım etmeye hazır olduğunu belirtti. Yoksulluğu azaltmak kolay bir iş değil. Çin, bizim ülkemizden daha büyük ve karşılaştığı sorunlar bizimkilerden daha karmaşık. Görüşmede Xi Jinping’in ikili ilişkiler konusundaki derin anlayışını ve coşkusunu hissettim, bize büyük saygı gösterdi. Buna çok sevindik.

CMG: Çok sevinmenizin nedeni nedir? Toplantı beklentilerinizi aştı mı?

Malezya Başbakanı: Evet, çünkü Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping dünya üzerindeki çok seçkin bir lider olarak, dünyanın en büyük ekonomilerinden birine, büyük bir ülkeye liderlik ediyor. Ama bize çok saygı duydu ve bize eşit şekilde davrandı. Çok duygulandım ve bu dostluğa büyük değer veriyorum. İkinci olarak, iş dünyasının da bu yeni işbirliği dalgasıyla Malezya ve Çin arasındaki işbirliğinin coşkusunu hissettiğini görüyoruz. Ziyaretim esnasında önde gelen birçok girişimciyle tanıştım. Bunun eşi daha önce görülmemiştir. Birçok şirket, milyarlarca dolar varlığa sahip ve sektörlerinde başı çekiyor. 50'den fazla girişimci, yatırım konusunu konuşmak üzere benimle bir araya geldi.

CMG: Son ziyaretinizde Çin-Malezya ilişkileri açısından nasıl bir ton belirlediniz? İki ülke gelecekte nasıl daha yakın bir ilişki kurabilir?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Malezya'nın bağımsız bir ülke olduğunu açıkça belirttim. Ülkemizin işlerine kendimiz karar veririz. Çin, Malezya'nın önemli bir komşusu, önemli bir ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı. Xi ile tarih konusunu ne kadar fazla konuştuğumu tahmin edemezsiniz. Zheng He'nin seyahati ve Konfüçyüs hakkında konuştuk. Daha önce de Xi'ye hitaben yazdığım mesajda, Konfüçyüs'ten alıntı yapmıştım. Dün (31 Mart) buluştuğumuzda da Xi, Konfüçyüs'ün "Politikacı dürüsttür" sözünü kullandı.

CMG: Bu söz ne anlama geliyor?

Malezya Başbakanı: Konfüçyüs diyor ki, "Politikacılar dürüsttür." Düşünmemiz gereken çok şey var, ama sonunda nasıl karar vereceğiz? Doğru olanı yapmalıyız. Biz bunu yapıyoruz. Diplomatik ilişkilerimizi sorarsanız, elbette komşularımızla iyi ilişkilerimizi korumalıyız. ASEAN çok önemli. Aynı zamanda, ABD ve Avrupa ülkeleri ile de ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Coğrafi yakınlığımız ve uzun tarihimiz nedeniyle Çin ile benzersiz bir ilişkimiz var. İki ülke arasındaki mübadelelerde, tarih boyunca hiçbir zaman karşı karşıya gelme ya da saldırganlık durumu olmamış. Bunun için de göreve başlarken ant içtiğim gün, Çin'in önemini dile getirdim. Şimdi Çin'e geldiğimde de Çin'in coşkusunu ve dostluğunu hissediyorum, bu da benim görüşümün doğru olduğunu kanıtlıyor. Malezya halkının çoğunluğu Müslüman olduğu için Çin’deki İslami liderlerle de Çin İslam Derneği’nin temsilcileriyle de görüştüm. Onlarla namaz kılmak için camilere gittim, onlar da bizimle iftar yaptı. Bu da Çin hükümetinin hoşgörüsünü gösteriyor. Evet, Çin aynı zamanda birçok kültüre evsahipliği yapan bir ülke. Aramızdaki işbirliği çok düzgün bir şekilde ilerliyor.

CMG: Bo’ao Asya Forumu’nda, “Kuşak ve Yol” işbirliğinin ivmesinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladınız. Sizce "Kuşak ve Yol" inisiyatifi iki ülkenin koordine gelişimini nasıl daha fazla destekleyebilir?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Şimdiye kadar başardıklarımızın üzerine bir adım daha atıyoruz. Geçen konuşmamda, Asya Para Fonu veya bir tür Asya ortak para birimi oluşturulmasından bahsetmiştim. Xi Jinping, buna olumlu yanıt verdi. Bu konuda daha fazla işbirliği alanı keşfedebiliriz. Ayrıca, iki taraf tarım, bilim, dijital teknoloji ve ekonomi alanlarında birlikte çalışmayı ve ilgili araştırmaların sonuçlarını paylaşmayı kabul ediyor.

CMG: Bo’ao Asya Forumu’nda "Gelecekte rekabetin olumlu ya da olumsuz etkileri olabilir" ifadesini kullandınız. Son yıllarda bazı ülkelerin teknolojiyi politize etme eğilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Bo’ao Asya Forumu’nda bu sözleri neden söylediğimi anlıyor musunuz? Çünkü tüm ülkelerin teknoloji ve dijital ekonomi alanlarındaki katkılarının pozitif olduğunu savunuyorum. Herkesi bu sonuçlardan yararlanmaya davet ediyorum. Bunu bir tehdit, rekabet ya da yeni bir kontrol aracı olarak görmüyorum. Ama maalesef bazı ülkeler bunun aksi şekilde düşünüyor. Hangi sonuca ulaşılırsa ulaşılsın bölgeye fayda getirir. Örneğin, cep telefonu uygulamaları. Erişim haklarıyla ilgili endişeler varsa, somut konular tartışılabilir. Kullanıcıların yazılım alanında endişelerinin bulunması normal. Ama bu gerekçeyle gelişmelerin önüne engel koymamak veya inovasyona bir tehdit gibi yaklaşmamak gerekir.

CMG: Malezya, dünyanın altıncı en büyük yarı iletken ihracatçısı. Çin ve Malezya arasında bu alandaki işbirliği olasılıkları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Malezya, yarı iletken imalatında belli birikime sahip birkaç ülkeden biri. Şimdi bazı büyük Çinli şirketlerin de yarı iletken alanına yatırım yaptığını, bu alanı genişlettiğini duyuyorum. Bu konuda işbirliği yapabiliriz.

CMG: Çin-ASEAN işbirliği devam ederken, Çin-ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi’nin 3.0 versiyonuna dair müzakereler de ilerliyor. Malezya'nın bu süreçte oynadığı rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Bu konuda net bir tavrımız, yani çok pragmatik bir düşüncemiz var. ABD, Avrupa ülkeleri, Avustralya ve Hindistan ile uzun vadeli ilişkilerimiz var. Çin'in Malezya'nın önemli bir komşusu olduğunu düşünüyorum. Çin, her zaman samimi, yardımsever ve aktif bir şekilde temas kurmayı sevmiştir. Çin, Güney Çin Denizi meselesinde dahi saldırgan, kibirli ve sert bir tavır sergilememiş, bizimle diyaloğu sürdürmeyi teklif etmiştir. Bu yüzden, göreve geldikten sonra Malezya'nın bağımsız bir politika izlemesi ve bizim için en faydalı yolun komşu ülkelerle iyi ilişkiler sürdürmesi gerektiği fikrini ileri sürdüm.

CMG: Hint-Pasifik’e ASEAN’ın Bakış Açısı’nda ASEAN'ın merkezi konumuna vurgu yapıldı. Malezya, Asya-Pasifik bölgesindeki jeopolitik dalgalanmalardan endişe duyuyor mu? Çin ve Malezya'nın bölgesel barış ve istikrarı destekleme konusunda nasıl bir ortak çaba göstereceğini düşünüyorsunuz?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: ASEAN, özellikle Soğuk Savaş döneminde gerginliklere karışmamak için henüz kuruluş aşamasında bağımsızlık ve tarafsızlık vurgusu yaptı. Hâlâ bu politikayı genel pozisyonumuz olarak koruyoruz. ASEAN, askerî rekabetin bir üssü hâline gelmeyi istemiyor. Bu pozisyon hiçbir zaman değişmedi. Tüm ülkelerle dostane ilişkilerimizi sürdürüyoruz.

Bu nedenle Avustralya'nın daha sonra bir açıklama yapmasına ve bizi ikna etmek için çok zaman harcamasına rağmen, "ABD, İngiltere ve Avustralya arasındaki üçlü güvenlik ortaklığı" konusundaki endişelerimizi dile getirdik. Pozisyonumuz daima aynı, durumun askerî çatışmaya veya provokatif olarak görülecek herhangi bir davranışa dönüşmesini istemiyoruz. Bu nedenle Malezya bu konuda daha güçlü bir tutum sergiliyor. Çünkü onların yaklaşımı bizim yaklaşımımızla tutarsız. Bunun her zamanki tarafsız konumumuza uymayacağından endişe duyuyoruz. Tüm taraflarla temas hâlindeyiz ve ASEAN'ın gereksiz bir anlaşmazlığın içine çekilmesine izin vermiyoruz. Bu nedenle, uluslararası toplumun Çin ile ABD arasındaki gerginliğin sona ermesini umduğunu defalarca ifade ettik. Çin bir tehdit olarak görülmemeli. Çin, Malezya için bir tehdit değil. Bazı ülkelerin ne düşündüklerini bilemiyorum. Tayvan meselesinden söz edip duruyorlar. Politikamız açısından da “Tek Çin” ilkesine bağlıyız.

CMG: Tayvan Çin'in bir parçası olduğu için bu Çin'in iç işi.

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: “Tek Çin” politikasına bağlıyız. Diğer konularda görüşlerimizi ifade edebiliriz, ama bir ülkenin toprak bütünlüğü sorgulanamaz. Bu, her zaman politikamız olmuştur. Bu pozisyonumuzu her zaman koruyoruz.

CMG: Küreselleşme ve çok taraflılık karşıtı eğilimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Malezya Başbakanı Enver İbrahim: Her zaman bölgesel işbirliği yürütülmesinden yanayız. Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP), Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) gibi mekanizmalarımız var. Hepimiz bu işin içindeyiz. Çünkü küreselleşen bir dünyadayız ve Malezya gibi küçük bir ülke olarak tüm ülkelerle ticaret yapmaktan fayda sağlamak istiyoruz. Çok taraflılığa inanıyoruz.

CMG: Az önce söylediğiniz gibi, bugün dünya eşi benzeri görülmemiş pek çok zorluk yaşıyor, bu yüzden önemli çözümlere ihtiyacımız var. Farklı çözümlere ve daha fazla bilgeliğe ihtiyacımız var. Peki bu bağlamda, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in ileri sürdüğü Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi’nin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Malezya Başbakanı: Bu inisiyatifler, güvenlik ve ekonomiyi aşan, tüm insanlığı ilgilendiren bir düşünceyi ifade ediyor. Saygı temelinde medeni diyaloglar yürütmek çok önemli. Farklı ülkeler, gelecekte karşılaşılacak sorunlarla başa çıkmak için bu ruhu izleyebilir. Bazı siyasi liderler artık çok pratik ve materyalist oldukları için sadece aciliyet taşıyan meseleleri düşünüyorlar. Xi Jinping ise "Müreffeh Malezya" konseptimizle uyumlu olan değerler, kültür ve medeniyet hakkında konuşuyor. Malezya, çok ırk ve çok dinin bir arada bulunduğu bir ülke. Çin'in de karmaşık ulusal koşulları var. Dolayısıyla yalnızca başkalarına saygı duyarak ve onların medeniyetlerini, kültürlerini ve katkılarını anlayarak anlayış ve empati geliştirebiliriz. Bu, bugün bazı liderlerin sahip olmadığı bir nitelik. İşte bu empati eksikliğinden dolayı katı, sert, ideolojik ve ırksal açılardan ön yargılı tonlarda konuşuyoruz. Xi'nin felsefesinin bizim "Müreffeh Malezya" felsefemizle aynı çizgide olduğunu düşünüyorum. Kendisi de aynı fikirde.

Close
Messenger Pinterest LinkedIn