ABD tarzı insan hakları, en korkunç kabustur
Birçok ABD’li aile için 27 Mart kahredeci bir gündü. Tennessee eyaletinin Nashville kentindeki bir ilkokulda meydana gelen silahlı saldırı, 3’ü 9 yaşındaki çocuk toplam 6 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu olay, 2022 yılının Mayıs ayında Texas eyaletindeki Robb İlkokulu’nda ortaya çıkan silahlı saldırıdan sonra ülke genelinde okulu hedefleyen en büyük silahlı saldırı oldu. ABD Başkanı Joe Biden, bu facianın her ailenin en korkunç kabusu olduğunu söyledi.
Böyle bir kabus niye sürekli tekrarlanıyor? Mutlaka bir yerde sorun olmalı. Çin hükümeti tarafından dün yayımlanan 2022 ABD’nin İnsan Hakları İhlalleri Raporu, dünyaya kabusun gerçek yüzünü gösterdi.
ABD tarzı insan hakları, vatandaşların can güvenliğinin lafta kalmasından, seçimlerin zenginlerin oyunu haline gelmesine ve fakir ile zengin arasındaki uçurumların artmasına kadar birçok sorunla boğuşuyor. Bu gerçekler, ABD'lilerin ülkenin demokrasisi ve insan haklarına olan güvenlerinin tamamen sarsılmasına neden oldu.
NBC'nin internet sitesinde 9 Kasım 2022'de yayınlanan ankete göre, Demokrat seçmenlerin yüzde 72'si, Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 68'i ve bağımsız seçmenlerin yüzde 70'i demokrasinin tehdit altında olduğunu düşünüyor.
ABD tarzı demokrasi ve insan haklarından ümitsizliğe sebep olan iki kritik kelime ise "para" ve "iki partili sistem". ABD'de siyaset, sermaye tarafından rehin alındığı için lobilerle siyasetçiler arasında sağlam bir karşılıklı çıkar ilişkisi bulunuyor. ABD'nin seçimlerinde halktan gerçek bir güç katkısı olmadığı için, hiç kimse halkın çıkarlarına önem vermiyor. "Halkın sahipliğinde, halk tarafından yönetim yapılması ve halkın paylaşımı" sadece bir slogan olarak kalmış durumda.
İkili partili sisteme bakıldığında, son 30 yıl içinde siyasi kutuplaşma ABD siyasetinin belirgin bir özelliği haline geldi. GovTrack internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 93.-98. dönemlerinde ABD Kongresi'nde kabul edilen yasa sayısı 4247 iken 111.-116. dönemlerine gelindiğinde bu sayı 2081'e düştü. Yani partiler ve grupların çıkarları her şeyin önüne geçtiğinde, vatandaşların çıkarları bir kenara atıldı.
ABD yönetimi, kendi insan hakları sorunlarını göz ardı ederek, insan haklarını bir silah olarak kullanıp diğer ülkelerin iç işlerine müdahale ediyor ve uluslararası toplumda bloklaşmaya, bölünmeye ve kaosa neden oluyor. Gerçekler defalarca bunu doğruladı ki, ne kadar şatafatlı bahaneler sunarsa sunsun ABD, yurtiçinde ayrıcalıklı grupların çıkarlarını korumak ve yurtdışında egemenlik peşinde koşmak için hareket ediyor. Kendi insan haklarındaki sorunlara çözüm bulamayan ABD'li siyasetçiler, başka ülkelere hocalık yapmayı nasıl cesaret edebilirler? ABD tarzı insan hakları, sadece Amerikalılar için değil, dünya halkları için de kabustur.