Görünmez kanatlarıyla suda uçan adam
Geçen haftaki hikayemizde Zheng Tao adlı Çinli yüzme sporcusundan bahsetmiştik. Zheng Tao, Londra, Rio ve Tokyo’da düzenlenen Paralimpik Oyunları’na katıldı. 2020 Tokyo Paralimpik Olimpiyatları’nda erkekler 50 metre kelebek stil yüzme dalında 30,62 saniyeyle olimpiyat şampiyonluğunu kazandı ve dünya rekorunu kırdı. Her yarışta bitiş çizgisine koluyla değil kafasıyla dokunmayı seçmesi çok sayıda izleyiciyi derinden etkiliyor. Bugün “suda uçan adam” hakkında konuşmaya devam edeceğiz.
Zheng Tao’nun hayatı pek kolay olmadı, hatta alışılmadık derecede engebeli olduğunu söyleyebiliriz; çünkü onun iki kolu değil de iki “görünmez kanadı” var.
1990 yılına dönelim. Zheng Tao, Çin’in güneybatısında yer alan Yunnan eyaletinde bir köyde dünyaya geldi. Aslında Zheng Tao doğduğunda kolları vardı. Ailesinin fakir olmasına rağmen, mutlu bir çocukluk geçirdi. O zamanlar, Zheng Tao sık sık köydeki arkadaşlarıyla toplanır, bazen nehirde yüzer, bazen de balık avlardı. Zheng yüzmeye yetenekli olduğu için arkadaşları ona “küçük balık” diye hitap ederdi.
Yazın sıcak günlerinde, köylüler bazı çocuklar için sık sık yüzme yarışı düzenlerdi. O zamanlar Zheng Tao sanki küçük bir balık gibi en öne geçerek şampiyonluğu kazanırdı. Yarış sonrası eve gelince ailesindekiler onu zengin bir sofrayla ödüllendirirdi.
Ne yazık ki Zheng Tao 7 yaşındayken yaz günlerinin birinde beklenmedik bir olay oldu.
O gün, Zheng Tao ve arkadaşları bir süre nehirde oynadıktan sonra nehirden çıktılar, kıyafetleri tamamen ıslanmıştı ve dönüş yoluna koyuldu. Yolda yürürken bir noktada asılı duran bir elektrik teli gördüler.
Çocukluğundan olsa gerek, Zheng Tao pek düşünmeden eliyle elektrik teline dokundu. O anda, şiddetli bir acı tüm vücuduna yayıldı, Zheng Tao acı içinde komaya girdi...
Zheng uyandığında kendini hastanede buldu.
Karanlık bir hasta odasında, bir kadın üzüntü içinde çırpınıp ağlıyordu, kadının ağlamaktan sesi kısılmıştı.
“Aman Tanrım, bir günahım varsa, cezasını lütfen şu zavallı küçücük çocuğumdan değil, benden çıkar!” diyordu kadın.
Hastane yatağında yatan Zheng Tao, ne olduğunu bilmiyordu, sadece annesinin gözyaşlarını silmek için kolunu uzatmak istedi, ama uzatacak kolu yoktu...
O başını çevirip kollarının bulunduğu bölgeye baktı. Ve sordu: “Kollarım nerede?”
Zheng Tao güçlü elektrik akımına kapılınca sadece yanıklarla atlatamamıştı bu olayı, kollarını da kaybetmişti.
Doktor, Zheng Tao’nun tedavisi sırasında anne ve babasına Zheng’in hayati tehlikesinin olduğunu, kolundaki tüm sinirler ve hücrelerin neredeyse tamamının nekroza uğradığını, bu nedenle amputasyon yapılması gerektiğini söyledi.
“Tao henüz çok küçük, bundan sonra kolsuz nasıl yaşayacak?! "
“Amputasyon mu? Kolları kesilince bu çocuğun hayatı mahvolacak!” diye ağlamaya başladı Zheng’in anne ve babası.
Başlangıçta Zheng Tao’nun anne ve babası ampütasyonu kabul etmedi, ama oğullarının hayati tehlikede olduğunu görünce ameliyat için onay formuna parmakları tir tir titreyerek imza atmak zorunda kaldılar.
Böylece, Zheng Tao’nun iki kolu kesildi ve o andan itibaren o “kanatlı bir melek”e dönüştü.
İki kolunu da kaybettikten sonra Zheng Tao’nun psikolojisi çok bozuldu. Daha önceleri arkadaşlarıyla oynamayı çok seven Zheng Tao, şimdiyse çekingen, otistik ve gün boyu evden dışarı çıkmak istemeyen içe dönük bir çocuğa dönüştü.
Ailesi Zheng Tao’nun ameliyat parasını karşılamak için tüm birikimlerini neredeyse bitirmiş ve üstelik borçlanmıştı. Zheng Tao sonunda okulu bırakıp evde kalmaya karar verdi.
Köydekiler sürekli Zheng ile ilgili konuşuyorlardı.
“Zheng ailesinin bu çocuğu mahvoldu!”
“Zheng ailesi nasıl geçinecek şimdi!"
Zheng Tao’nun anne ve babası da çocuklarının yetişkin olduğunda geçimini nasıl sağlayacağı konusunda endişeliydi.
Hiç kimse kollarını kaybetmiş o zayıf çocuğun daha sonra kendi ayakları üzerinde dimdik duracağını, sadece ekmek parası kazanmakla kalmayıp, bir de aile kurabileceğini, hatta Çin’i temsilen Olimpiyat Oyunları’nda dünyayı şoke eden rekorlarla şampiyonluğa adını yazdırabileceğini aklının ucundan bile geçirmemişti!
İşte o “kanatlı melek” “görünmez kanatlara” nasıl sahip oldu? Onun hayatında daha sonra ne tür değişiklikler oldu? Bu soruların cevabını haftaya hikayemizin üçüncü bölümünde konuşacağız. Şimdilik hoşçakalın!