Çin-Türkiye kültürel iletişiminin 50. Yılı
Öte yandan Hakan Günday, Ece Temelkuran gibi yeni nesil yazarların eserleri de Çin’de büyük ilgi görüyor. Çin’in kitap platformlarında Osmanlı tarihiyle ilgili eserlerin büyük ilgi çektiği görülüyor.
Çin ve Türkiye’nin kültür elçileri
Wang Zengshan, Çin-Türkiye kültür iletişimi tarihinde bir öncüydü. 1903'te Hui Müslümanı bir ailede doğan Wang, 1926'da Atatürk’ün önderliğindeki ulusal kurtuluş savaşına hayran kalarak eğitimine İstanbul'da devam etmeye karar verdi. Daha sonra Çin’e dönen Wang, çalışmalarına ülkesinde devam etti. 1955 yılında Türkiye'ye bir kez daha giden Wang, bir yandan İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaparken diğer yandan Çin lokantası işletmeye başladı.
Merhum Profesör Pulat Otkan, klasik Çince bilen ünlü bir Türk Sinologdur. Araştırma alanı ağırlıklı olarak Güney ve Kuzey Hanedanları-On Altı Krallık Dönemindeki kuzey rejiminin tarihidir.Çok sayıda monografi yazan Otkan’ın çevrileri arasında "Hanshu"(Han Kayıtları,汉书),"Tarihsel Kayıtlar"(史记),"Weishu"(Wei Kayıtları,魏书)ve Lu Xun romanları yer almaktadır.
1980'lerin sonlarında Beijing Yabancı Diller Üniversitesi’nde öğretmenlik yapan Otkan, okulun ilk dönem Türkçe öğrencilerinin yetişmesine önemli katkılarda bulundu.
Okan Üniversitesi'ndeki Konfüçyüs Enstitüsü'nün dekanlığını yapmış olan Gazi Üniversitesi'nden Profesör Giray Fidan,Çin ile Türkiye arasındaki kültürel iletişime önemli katkılarda bulundu. Başka bir profesörle birlikte çevirdiği “Sun-Zi'nin Savaş Sanatı”(孙子兵法,Sun Zi Bing Fa) büyük ilgi gördü.
Çin- Türkiye kültür iletişiminin geleceği
İki ülke arasında kültürel değişimin önünde büyük bir potansiyel bulunuyor. En son Yunus Emre Enstitüsü’nün Çin’de açılması, Türkiye adına büyük bir boşluğu doldurdu.
Bir düşünce kuruluşu olan Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden uzman Murat Birhan, ÇMG’ye verdiği özel röportajda, kültürel ilişkilerin geliştirilmesinin belli bir ölçüde ekonomik ilişkilerden daha önemli olduğunu, iki ülke arasındaki kültürel iletişimin derinleşmesinin iki halk arasında karşılıklı anlayışı artırarak iki ülke arasındaki dostluğa derin bir temel oluşturacağını kaydetti.
Çin'in Ankara Büyükelçiliği'nin kültür ataşesi Shi Ruilin, 21. yüzyıla girildiğinde, iki ülke halkları arasındaki iletişimde daha hızlı ve nitelikli bir gelişme kaydedildiğine ve iki ülkenin kamuoyunda daha sağlam bir etkileşim görüldüğüne işaret etti.
Shi Ruilin şunları söyledi:
“2010 yılında Türkiye’de düzenlenen ‘Çin’i Türkiye’de Yaşayın’ başlıklı kültürel etkinlikler, 2010 Shanghai Expo'da Türkiye Pavyonu'nun özgün bir mimari yapıyla yer alması başta olmak üzere iki ülke arasında düzenlenen büyük kültürel değişim faaliyetleri halklar arasındaki karşılıklı anlayışın pekiştirilmesini sağlamış, aynı zamanda farklı medeniyetler arasındaki diyalogu ve etkileşimi de kuvvetlendirmiştir. Bugüne kadar İki ülke arasında yirmi beşer şehir, kardeş şehir ilişkisi kurmuştur. Pandemi öncesinde Türkiye’ye gelen Çinli turist sayısı 42 bini aşmıştır. Bu bir dizi beşeri ilişkilerin önemli sonucu Çin ve Türkiye stratejik işbirliği ilişkisinde sağlam bir kamuoyu oluşturulmasıdır.”
Salgın sonrası turizm alanındaki değişimin yeniden artması, kültürel ilişkilere de ivme kazandıracaktır.
Diğer yandan iki ülkenin medya organlarının doğrudan haber sahalarından bilgi edinmeleri de iki halkın birbirini aracısız ve doğrudan tanıması bakımından kritik önem taşıyan bir husus. Çin tarafı, resmi haber ajansı Xinhua, devlet televizyonu CCTV, uluslararası radyosu CRI aracılığıyla Türkiye’de yerinden haber çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye’nin resmi ve özel haber ajansları ve medya organlarının da ileride, dünyanın ikinci ekonomisi Çin’deki siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelere daha yakın ilgi göstermesi beklenmektedir.